Andreas Schleicher, Direktör, OECD Eğitim ve Beceriler Direktörlüğü Çeviri: Bahar Özay
OECD Education and Skills Today
Yukarı bakma, ileriye bak: Küresel trendler eğitimi nasıl şekillendiriyor?
Anahtar noktalar:
- Yukarıya Bakma, hem artan hem de ani sistemik kesintilerin nasıl yaşadığımızı, çalıştığımızı ve öğrendiğimizi tartışacağımızı hatırlatıyor.
- OECD’nin Eğitimi Şekillendiren Trendler 2022 Raporu, eğitimi etkileyen başlıca ekonomik, politik, toplumsal ve teknolojik trendleri incelemektedir.
- İleriye, küresel trendlere bakmalı ve bunların eğitim sistemleri üzerine ne tür etkileri olabileceğini ve buna ilişkin neler yapabileceğimizi sormalıyız.
***
Film tutkunuysanız veya son zamanlarda sosyal medya hesaplarınızı açtıysanız; hatta son bir aydır bir kayanın altında yaşıyor olsanız bile, Netflix'in son filmi Don't Look Up'ı (Yukarıya Bakma) muhtemelen duymuşsunuzdur. İzleyiciler ve eleştirmenler tarafından eşit derecede övülen ve dikkate alınmayan bu film, Dünya ile doğrudan çarpışma rotasında yol alan süper boyutlu bir kuyruklu yıldız keşfeden ve politikacılara ve medyaya seslerini duyurmakta büyük zorluklarla karşılaşan iki bilim insanının hikayesini anlatıyor.
Film, iklim bilimci Peter Kalmus’un sözleri ile toplumumuzun “iklim krizine karşı korkutucu tepkisizliği” hakkında bir yergi. Ana noktası, bir zamanların bir dereceye kadar bilinmeyen uygunsuz gerçeği olan iklim değişikliğinin artık yetersiz önlemler alınan somut bir gerçeklik haline gelmiş olmasıdır.
İleriye bakarak, gelecekte olabilecek değişikliklerden etkilenmeyen eğitim
OECD’de biz uzun süredir, iklim değişikliği, dijitalleşme veya pandemi gibi şoklara ve sürprizlere hazırlanmak üzere geleceğe yönelik politika oluşturmayı savunuyoruz.
Bugün, Trends Shaping Education (Eğitimi Şekillendiren Trendler)’in son baskısını yayınlıyoruz. Bu rapor, erken çocukluktan hayat boyu öğrenmeye kadar eğitimi etkileyen başlıca ekonomik, politik, toplumsal ve teknolojik trendleri inceliyor ve bizim, eğitimin bu trendleri etkileme potansiyeli üzerine derinlemesine düşünmemize yardımcı oluyor.
Raporun bir anahtar odağı, çevreyi etkileyen trendler. Önemini vurguladığımız veriler, 2050 yılı itibariyle net sıfır emisyon değerleri küresel hedefini karşılmak için gerçekten cüretkar eylemlere gerek duyduğumuzu gösteriyor. Örneğin, enerji alanında, yenilenebilir olanlara talep yükselir ve yenilenebilir enerji teknolojileri gelişirken, yenilenebilir olanların maliyeti düşmüştür. Bununla birlikte, yenilenebilir olanların erişilebilirliği ve maliyetinin karşılanabilirliği artarken, bizler kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtları sürdürülemez bir oranda yakmaya, tüketmeye devam ediyoruz ve karbon ayak izimiz büyümeye devam ediyor.
Mtoe – Milyon ton petrol eşdeğeri
Benzer şekilde, tarım alanındaki teknolojik ilerleme ve yenilikçi uygulamalar, giderek nüfusu artan, kalabalıklaşan gezegenimizde gıda sistemlerinin olumsuz çevresel etkisini sınırlandırırken, gıda güvenliği ve beslenmeyi sağlamanın anahtarı olan tarımsal üretimin verimliliğini artırmaktadır. Aynı şekilde, küresel olarak gıda üretimi, işlenmesi, dağıtımı, hazırlanması ve tüketiminde yer alan tüm unsurlar ve faaliyetler de dahil olmak üzere gıda sistemleri, diğer çevresel bozulma biçimlerine ek olarak, hala sera gazı emisyonlarının büyük bir kısmından sorumludur.
Eğitim çevresel şoklara hazırlanmalıdır
İklim değişikliğine karşı mücadelemizde daha yapılacak çok şey var ve eğitimin burada oynayacak çok önemli bir rolü var. Eğitim, tüm yurttaşlara iklim krizinin arkasındaki bilime ilişkin değil, aynı zamanda sosyo-demografik, politik ve ahlaki sonuçlarına ilişkin de bir anlayış sağlamanın anahtarıdır. Bunun da ötesinde, eğitim, öğrencilerde çevre yanlısı tutum ve davranışların gelişmesine yardım ederken, kendi topluluklarında doğrudan eylemde bulunmaları için alan sunarak önemli bir katkı da sağlayabilir.
Eğitim, öğrencilerde çevre yanlısı tutum ve davranışların gelişmesine yardım ederken, kendi topluluklarında doğrudan eylemde bulunmaları için alan sunarak önemli bir katkı da sağlayabilir
Eğitim sistemleri, biz “daha yeşil” ekonomilere ve toplumlara doğru ilerlerken, insanları sürekli olarak öğrenmek, öğrenmeyi bırakmak ve yeniden öğrenmek için desteklemelidir. Buna paralel olarak, araştırma sistemlerimiz, hala ortak refahı sağlarken, mevcut sürdürülebilir olmayan büyüme modelimizden çıkış yolumuzu yenilemek için ihtiyaç duyduğumuz uzun vadeli, risk alan tarzda araştırmalar ile uğraşmak için uygun politikalar ve kaynaklarla birlikte bir anlam ifade etmelidir.
Ayrıca, büyük işverenler ve tüketiciler olarak, eğitim sistemleri, sel ve kuraklık gibi aşırı olayların olasılığı ve ciddiyeti gibi hali hazırda devam etmekte olan zorluklara hazırlanırken çevresel performanslarını artırarak altyapılarını ve operasyonlarını “yeşillendirmelidir”. Bunlar uzak bir geleceğin konuları değildir; şu an olmaktadır.
Eğitimi şekillendiren trendleri göz ardı etmemeliyiz
Hayranı olsanız da olmasanız da, Don’t Look Up (Yukarı Bakma) önemli bir mesaj veriyor, bize küresel ve birbirine bağlı dünyamızda iklim değişikliği gibi artan tehditlerin yanı sıra COVID-19 gibi ani sistemik aksaklıkların yaşama çalışma ve öğrenme tarzımıza meydan okumaya devam edeceğini hatırlatıyor. Çok daha önemlisi, film bize bakışlarımızı bu trendlerden öteye çeviremeyeceğimizi ve çevirmememiz gerektiğini anlatıyor.
Bakışlarımızı bu trendlerden öteye çeviremeyiz ve çevirmemeliyiz
Eğitimi Şekillendiren Trendler 2022, sağlam veriler ve kışkırtıcı sorular yoluyla bu mücadelede yardımcı oluyor. Dijitalleşme ve işgücü piyasalarından demokrasiye, bilime ve kimliğe kadar, daha geniş bir yelpazedeki konuların yanı sıra, çevre konusundaki eğilimleri de içeren raporumuz sizi geriye, yanlara ve ileriye bakmaya davet ediyor. Bizi, kendimize küresel trendlerin, eğitim sisteminin geleceği açısından ne anlama geliyor, ve bunlara ilişkin biz neler yapabiliriz sorularını sormaya çağırıyor.
Rapora erişim: https://www.oecd.org/education/trends-shaping-education-22187049.htm
Çeviren: Bahar Özay
Kaynak:https://oecdedutoday.com/dont-look-up-look-forward-how-global-trends-shaping-education/