İklim Şurası’nın ardından.. 2053 Net Sıfır hedefleri için vakit tükeniyor

İklim Şurası’nın ardından: 2053 net sıfır hedefleri için vakit tükeniyor*

 

21-25 Şubat 2022 tarihleri arasında Konya’da sivil toplum örgütleri, iş dünyası, akademi, yerel yönetimler ve kamu kurumları temsilcilerinin katılımıyla toplanan Türkiye’nin ilk İklim Şurası (İklim Şurası 2022), ülkemizin 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleri doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli stratejik adımları belirlemeyi, iklim konusunda geliştirilecek mevzuata katkı sağlamayı, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum bağlamında temel politikalar ile öncelikli eylemleri içeren bir yol haritası oluşturmayı hedefliyordu. Yedi ayrı komisyonun (Sera Gazı Azaltımı 1; Sera Gazı Azaltımı 2; Bilim ve Teknoloji; Yeşil Finansman ve Karbon Fiyatlandırma; İklim Değişikliğine Uyum; Yerel Yönetimler; Göç, Adil Geçiş ve Diğer Sosyal Politikalar) Şûra öncesinde ve esnasında çalışarak  hemfikir olduğu kararlar, tüm Şûra katılımcılarından oluşan Genel Kurul’un oyuna sunuldu.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının en üst düzeyde kullanımından enerji verimliliğine; enerjide dijital dönüşümden depolama ve talep tarafı yönetimine; doğa dostu tarım ve sanayiden binalara; yeşil finansman araçlarının geliştirilmesinden ülkemizde kurulacak Emisyon Ticaret Sisteminin (ETS) gelirlerinin kullanımına; sürdürülebilir ekosistem yönetiminden atık ve biyokütle kullanımıyla biyogübre ve enerji potansiyelinin değerlendirilmesine; yerelde iklim adaptasyonundan iklim değişikliği kaynaklı kayıp ve zararların karşılanmasına; yeşil istihdamdan adil geçişe kadar pek çok konuda 217 maddelik tavsiye kararı alındı. 

Ne var ki, 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleriyle uyumlu ve komisyonların yoğun çalışmaları neticesinde alınmış olan kararların bazıları, hedefe ulaşmak için çizilmesi gereken karbonsuzlaşma patikasının gereğine tamamen aykırı konudadır. Örneğin, ilgili komisyonun önerisi olmadığı, üzerinde tartışılmadığı ve uzlaşılmadığı halde “doğal gaz ve nükleer”in elektrik üretimindeki paylarının artırılması bir tavsiye kararı olarak gündeme getirilmiştir. Benzer şekilde, komisyon tarafından Yuvarlak Masa’ya önerilmediği halde enerji dönüşümünün “geçiş sürecinde doğal gaz arama ve üretim faaliyetleri”nin artırılması, ulusal ve uluslararası iletim altyapısının geliştirilmesi” tavsiye kararlarına eklenmiştir. Yine ilgili komisyonun toplantılarında detaylıca tartışılmış ve fikir birliğine varılmış “kömürden kademeli çıkış” konusu, Yuvarlak Masa toplantısında bazı gerekçelerle tavsiye kararlarından çıkarılmıştır.


Bilimin ve sürdürülebilir yaşam ilkesinin ışığında değerlendirilmesi gereken kararlar, iklim konusunda geliştirilecek mevzuata bilimsel katkı sağlaması ve aktörlere doğru sinyal vermesi bakımından gözden geçirilmelidir. Bunun üç temel nedeni vardır:

İlkesel olarak komisyon kararlarının bir üst düzey olan Yuvarlak Masa aşaması sonrasında değiştirilmesi ve komisyonda tartışılmamış hususların metne sonradan ilave edilmesi Şûra’nın amaç, hedef, ve katılımcı olma prensibine uygun düşmemektedir.

İkinci olarak, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), mevcut düzenin devam ettirilmesi halinde küresel kömür talebinin 2022’de tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkacağı konusunda uyarmıştır (İlgili rapor için tıklayınız). 1990’dan bu yana emisyonu 0 artmış olan Türkiye, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ne uyumlu bir yol haritası için hiç zaman kaybetmeden gerçekçi bir program için sorumluluk almalıdır. 2053’te net sıfır emisyon hedefi olan bir ülkenin sera gazı emisyonlarını yıl yıl planlı olarak düşürebilmesi için kömürden kademeli çıkışın hedeflenmesi, fosil yakıtların her türlüsünden teşvik ve desteğin çekilmesi ve doğal gazın enerji sistemi içindeki payının azaltılması şarttır. Bilimsel çalışmalar kömürden çıkışın Türkiye için 2030-2035 döneminde mümkün olabileceğini göstermiş, enerji güvenliğini sağlayacak alternatif mekanizmaları tanımlamıştır[1]. Bu konuda Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği’nin (SEFiA) elektrik arzında kömürden çıkılmaması durumunda özel sektörün önümüzdeki dönemde karbon fiyatları yoluyla üretim faaliyetlerinde daha fazla maliyetle karşılaşacağına dair uyarıları da dikkate alınmalıdır[2]. Bilimsel veriler toplumun değişik kesimlerinde de bu yönde bir beklenti oluşturmuş, hatta Şûra’ya katılan gençler yayımladıkları “İklim Elçileri Bildirgesi”nde “ülkemizin 2030 yılına kadar kömürden çıkış için yol haritasını ilan ederek, yenilenebilir enerji kaynaklarımızın daha verimli kullanılması ve fosil yakıtlara bağımlı olmayan bir enerji düzeni oluşturmak üzere çalışmalar yapılması için” çağrıda bulunmuşlardır. Ayrıca, nükleer enerji gibi sistem güvenliği açısından riskli, hammadde ve teknolojide ithalat bağımlılığı içeren bir mekanizmanın Şûra’da üzerinde uzlaşı olmadan tavsiye kararı olarak alınmış olması bilimsel dayanaktan yoksundur.

Son olarak, Şûra’da derinlemesine tartışılmış ve tavsiye kararlarına yansımış olan adil geçiş, uyum, sosyal politika vb. adımlar fosil yakıtlara dayalı bir sistemi devam ettirmeye çalışmakla eş anlı olarak yürütülemez. Fosil yakıtların üretimi ve tüketimi esnasında ortaya çıkan (çevreye, sağlığa, topluma yönelik) dışsal maliyetler, görünen maliyetlerinden oldukça fazladır. Bu maliyetlere toplumun değişik kesimleri orantısız olarak katlanmaktadır. İlgili maliyetlerin kömürden çıkış gibi net sıfır emisyon hedefiyle tutarlı politikalarla daha baştan engellenmesi, adil ve iklim dostu bir ekonomik düzeni daha mümkün kılacak, sosyal politikaya ayrılması gereken kaynakların daha etkin kullanılabilmesini sağlayacaktır.

 

...ve burada bitmemeli

Yukarıda saydığımız hususlar çerçevesinde, İklim Şûrası 2022 tavsiye kararlarının, 2053 net sıfır emisyon hedefiyle uyumlu olarak gözden geçirilmesini ve çalışmaları devam etmekte olan Ulusal Katkı Beyanı (NDC)’nın ve Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı’nın bu doğrultuda karbonsuz bir ekonomi için yapılması gerekenler ile tutarlı olarak tamamlanmasını ümit ediyoruz. Görüş ve önerilerimizin İklim Kanunu taslağı ve ilgili diğer mevzuat için politika önerilerinin geliştirilmesine ışık tutmasını umuyoruz.

Bu doğrultuda,

  • 2053 net sıfır emisyon hedefiyle uyumlu olacak şekilde ve bilimsel çalışmaların da işaret ettiği gibi en geç 2030-2035 yılı itibariyle fosilden çıkış tarihinin belirlenmesini, bu konuda sivil toplum kuruluşlarının şu ortak taleplerinin dikkate alınmasını:
    • Kömürden elektrik üreten yeni termik santrallerin kurulmaması; kömür madeni açma ve maden genişletme faaliyetlerinin gerçekleştirilmemesi
    • Kömür başta olmak üzere, fosil yakıtlara yönelik teşviklerin derhal sonlandırılması
    • Kömürden elektrik üretiminin kademeli olarak sona erdirilmesi

 

  • Kömür başta fosil yakıtlara ve doğal gaz ile nükleer kaynaklara odaklı ‘kalkınma’ anlayışından vazgeçilmesini; sadece ekonomik büyümeyi öngörmeyen, toplumsal, kültürel ve çevresel değerleri bir bütün olarak gören yeni bir kalkınma anlayışının ele alınmasını;

 

  • İnsana yakışır ve aynı zamanda karbon emisyonlarının azaltıcı etkisi olan “yeşil işlerin” arttırılmasını; bu konuda iklim krizinden en olumsuz etkilenmekte olan kadınlara ve gelecek kuşaklara öncelik verilerek toplumsal cinsiyet eşitliğinin tesis edilmesine yönelik hareket edilmesini,
  • Katılımcı, kapsayıcı ve evrensel karar alma süreci ilkelerine uyularak İklim Şûrası 2022 çalışmalarının devam etmesini,
  • Hakkında tavsiye kararı alınan her konuda komisyon çalışmalarının sürdürülmesini ve iklim mücadelesiyle tutarlı adımlar atılmasını öneriyoruz.

Bilim insanları olarak bu sürece her türlü katkı ve desteği vermeye devam edeceğiz.

 

 

*Bu çalışma, Tübitak-SOBAG tarafından desteklenen 121K522 nolu "Avrupa Yeşil Mutabakatı: Türkiye İçin Tehdit ve Fırsatlar, Uluslararası Kapsamlı ve Dinamik Genel Denge Analiz” başlıklı proje bulgularına dayanmaktadır.  Yazarlar, proje desteği için Tübitak_SOBAG’a teşekkür borçludur.

[1]  Örnek olarak https://ipc.sabanciuniv.edu/Content/Images/CKeditorImages/20220220-22025433.pdf ,  https://sefia.org/arastirmalar/karbon-notr-turkiye-yolunda-ilk-adim-komurden-cikis-2030/ ve  https://www.shura.org.tr/wp-content/uploads/2021/07/Socioeconomic-Impact-of-the-Power-System-Transition-in-Turkey.pdf bağlantılarındaki çalışmalara bakılabilir.

[2] İlgili haber için: https://sefia.org/blog/iklim-surasi-2053-hedeflerine-yaklasamadi/